Bir Akademik Yıl Ne Demek?
Sonbaharın ilk gününde…
Kayseri’nin ilk sonbahar rüzgarı beni her zamanki gibi biraz hüzünlü, biraz umutlu yapıyor. Pencerenin önünde, yaşadığım şehirdeki eski taş binaları izlerken, içimde bir şeyler değişiyor. Yaz tatili bitiyor, yeni bir akademik yıl başlıyor. O an ne hissettiğimi anlatmak zor, çünkü bu yılların birikimiyle birlikte, akademik yıl bana yalnızca dersler ve sınavlar gibi basit şeyler değil, yaşamın bir dönüm noktası gibi geliyor.
Geçen yıl, Kayseri’deki üniversitemdeki ilk akademik yılımdı. Başlangıçta her şey yepyeni, parlak ve büyüleyici görünüyordu. Ama bir süre sonra, zamanın hızla geçtiğini fark ettim. Bir akademik yıl, sadece kitaplardan ve derslerden ibaret değildi. Bir yıl boyunca hayatımda yaşadığım değişim, bazen başaramadıklarım, bazen de başardıklarım… Hepsi bir arada şekilleniyordu.
İlk Ders ve Büyük Heyecan
Hepimizin hayatında o ilk gün vardır, değil mi? Sınıfın kapısından ilk adımını attığında, herkesin gözleri üzerinde gibi hissedersin. Tıpkı, üniversiteye başladığım ilk günde hissettiğim gibi. O sabah, her şey o kadar gerçekti ki. Kalbim heyecanla çarptı, içim kıpır kıpırdı. Yeni arkadaşlar, yeni bir ortam, yeni bir yaşam… Tüm bunlar ne kadar da büyüleyiciydi. Ama sonra, o ilk dersin başlamasıyla birlikte, her şey daha az büyülü, biraz daha karmaşık hale gelmeye başladı.
Bir akademik yılın ne demek olduğunu, ancak o ilk sınavda gerçekten anladım. İlk notum, beklediğimden çok daha kötüydü. Kafamda birdenbire milyonlarca soru belirdi: “Acaba yeterince çalışmadım mı? Ya da bu sadece şanssızlık mıydı?” O an, her şeyin ne kadar kırılgan olduğunu fark ettim. Çünkü bir akademik yıl, sadece başarılarla değil, aynı zamanda hayal kırıklıklarıyla da şekilleniyor.
Zorluklarla Dolu Yılın Ardında
Bir akademik yıl boyunca yaşadığım sadece dersler ve sınavlar değildi. Zorluklar, ilişkiler, ailevi sorunlar… Hepsi iç içe geçmişti. Her sabah uyanıp, tekrar derslere gitmek, bazen hiç bitmeyecekmiş gibi hissediliyordu. O kadar çok şeyi aynı anda düşünüyordum ki, günün sonunda sadece yorgunlukla yatıp uyumak istiyordum. Kayseri’nin rüzgarlı sokaklarında yürürken, bir yanda mutlu, bir yanda kararsız bir ruh halindeydim. O zamanlar, akademik yılın sadece bir dönemlik sınavlardan ibaret olmadığını anladım.
Akademik yıl, aynı zamanda kendi kimliğimi bulduğum, kiminle dost olacağımı, kiminle yollarımı ayıracağımı öğrendiğim bir süreçti. Bu yıl, beni şekillendiren anlarla doluydu. Bazı günler başarıdan gurur duydum, bazı günler ise başarısızlıktan pes etmeyi düşündüm. Ama tüm bunlar, sonunda beni daha güçlü, daha olgun biri yaptı. Bir akademik yıl, aslında sadece akademik değil, ruhsal bir yolculuktu.
Umutla Geleceğe Bakarken
Ve o yıl bitti. İlk akademik yılım, her yönüyle beni değiştirdi. O sınavlar, dersler, arkadaşlıklar, kaybolan saatler… Hepsi geçmişte kaldı. Ama bir akademik yılın bana kattığı bir şey vardı: Umut. Üniversiteyi bitirince hayatımın ne olacağı hakkında pek bir fikrim yoktu, ama akademik yıl bana şunu öğretmişti: Her şey bir zamanlar bir başlangıçtır. Bu yıl, hayatımın başlangıcıydı. Belki de bir başka yeni yıl daha başlamak üzereydi.
Bir akademik yıl, benim için sadece okul değil; bir büyüme, bir değişim süreciydi. Belki de hayatımın her anı, her günü bir akademik yıl gibiydi. Şimdi, sabahları uyanırken, hala o eski heyecanımı, bir şeyleri keşfetmenin o tatlı duygusunu taşıyorum. Kayseri’nin her sabahı bana bir akademik yıl gibi geliyor: başlamak, devam etmek ve sonrasında, ne olursa olsun, bir umutla yeniden başlamak.